ranlı büyük şair Muhammed Hüseyin Şehriyar’ın en büyük özelliği, şiirlerini okuyanların, o şiirlerde kendilerini, kendi hayatlarından, duygularından bir parçayı bulmaları, sanki kendilerinden bahsediliyormuş gibi bir hisse kapılmalarıdır. Han Nene’yi okuyup da hatıralara dalmayan, gözünden akan birkaç damla yaşla geçmişi yad etmeyen çok az insan olur sanırım. Ya da Behçet Abad Hatırası’nı… Evet, bizden biri olan, bizim bakışımızı, bizim duygularımızı, bizim hatıralarımızı şiirlerinde dile getiren, bizi anlatan bir şairdir Şehriyar… Şairin ustalığı da burada gizli değil midir? Özellikle de birçok dile çevrilen, hakkında yüzlerce inceleme yazısı yazılan, yüzlerce nazire yapılan, yazılışının üzerinden bunca yıl geçtiği halde tazeliğinden hiçbir şey kaybetmeyen, yüzlerce defa okunsa da, her okunuşta insanı başka bir halete bürüyen “Heyder Baba’ya Selam” şiiri başlı başına bir şaheserdir… Azeri Türkçesi ile yazdığı şiirlerin yanında Farsça yazdığı ve her biri ayrı güzellikte olan şiirleri de vardır Şehriyar’ın ve çok olmasa da Arapça şiirleri de… Yani aslında o gerçekten şiirin Şehriyarıdır. Hele Fars dilinde yazdığı ve İran’da herkesin dilinde olan “Ali Ey Hüma-i Rahmet” şiirinin ayrı bir yeri vardır… Şehriyar, gerçekte bir “Aşk ve İrfan” şairidir… Özellikle Farsça şiirlerinde irfani temalar yoğundur. Bunun yanında toplumun sıkıntı ve dertlerine de bigâne kalmamış, özellikle Emperyalizmin dayatmalarına şiirleri ile karşı çıkmıştır. “Analar okşaması” adlı şiiri, din ve vatan savunmasında şehadete eren yiğitlere annelerinin dilinden seslenir…
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.