Sırtımda çürüyen kamçı izlerine inat Tırnak uçlarımla tutunurdum hayata Hırçın atlar gibi koşuşurdum Ağrısı bilinmeyen ıssız toprakların Küspe saçılmış baharlarında Tükenmez sanırdım ömrün nefesini Hayata sıkışırken yaralar Yamalı dikişlerin boşluğuna karıştırıp Dişlerimle sıkardım Yarım kalmış beyaz düşleriÖylesine değildi yaşanan hiçbir şey Bir tebessüm kaç ömre değer Bu gidiş ayrılığın vicdansız seferi Boşluğun nedeninde değil Nedenin boşluğunda saklı herşey Bu adresi olmayan zahmetli kayboluş Sınırı bulunmayan kasvetli yokluk Ve sonsuzluğa uzanan heybetli kalabalık Tüm kargaşaları alıp sırtıma Kendimden kurtulmak istiyorum Çünkü kusursuz olmalı bu yalnızlık
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.