Aklım iman kapısına kadar gelir, iman ettiğim için akıl ikna delillerini yeterli ve doğru bulur. İman etmezsem akıl tüm ikna delillerine rağmen geri döner ve onların iman etmek için yetersiz olduğunu iddia etmeye başlar. Beni yaratanın Allah olduğunu akılla bilebilirim ama niçin yarattığını sadece akılla çıkarmam mümkün olmamaktadır. Kendime göre hayata ve hayatıma bir takım hedefler belirlesem bile onların Allahın isteği olduğunu ispat edemem. Bu durumda vahye ihtiyacım olmaktadır. Kâbe merkezli olmak üzere Müslümanların yaşadığı dünya bölgesi Orta Dünyadır. Dünyada Allah tarafından yaptırılan ilk mescid olan Kâbe bu bölgenin merkezidir. Dünyaya insanlar, ırklar, medeniyetler, yazı ve vahiy dinleri Orta Dünyadan yayılmıştır. İslamla ilk defa Orta Dünya insanları muhatap olmuştur ve muhatap olmaya devam etmektedir. İslamı anlayacak ve uygulayacak olan insan aklıdır. İnsan aklı kalıtımın ve kazanımların ortak ürünüdür. İnsanın kazanımları çevresinden öğrendikleriyle oluşur. İnsan hevasının etkisindedir. Hevasının istekleri ve aklının doğru tercihleri arasındaki çekişme insanın yaratılışında gelmektedir. Aklının takvası Allaha itaat ve salih amel yapma emanetini korumaya yönelikken hevası dünyanın rahatını, malını ve makamlarını elde etmek için adaletten uzaklaşıp haksızlık yapmaya eğilimlidir. İnsan doğruyu anlasa, kabul etse ve yaşamına katsa bile hevasının etkisine girmesi tekrarlanacaktır. Bu nedenle insanın İslamı bilmesi, anlaması ve yaşamına katma yapmak çabası tekrar edip duracaktır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.