Hayvanları seviyoruz, fakat eylemlerimiz bu sevgiye sığıyor mu?
Sevgimizi sınavdan geçirsek, hayvan yaşamının değersizliği üzerine kurulmuş mezbahalarımız, birgünlükken yavrusundan koparılmış, meme iltihabı ve topallıkla boğuşan süt makinesi ineklerimiz,gaddarlığın vücut bulmuş hali olan balıkçılık yöntemlerimiz, hayvanların yapaylığa ve cansıkıntısına mahkûm edildiği hayvanat bahçelerimiz ve hatta cins hayvan hevesimiz yüzünden eklemsorunlarından ve türlü hastalıklardan mustarip köpeklerimiz, bu sınavdan geçebilir mi?
Henry Mance Hayvanları Nasıl Sevmeli’de, sahne ışıklarını yüz çevirdiğimiz, yok saydığımız,görmezden geldiğimiz hoyratlığımıza çeviriyor. Kendi sınavını vermek için bir mezbahada yüz yüzegeldiği başı kopuk koyunun göğüs kafesine kuş bakışı bakıyor, dondurucu soğukta balık tutmaya,puslu ormanda geyik vurmaya çalışıyor. Avcılıktan veganlığa uzanan yelpazede sevgisini tanımlamayaçalışırken okuru kendi kültürüne, alışkanlıklarına ve duygularına doğru zorlu bir yolculuğaçıkarıyor. Sırça köşkünüzden çıkmaya, dünya üzerinde bıraktığımız ayak izini görmeye, hayvanlaraadil muamelenin daha iyi yollarını aramaya hazır mısınız? İnsanlar başka hayvanlarla bağlantıkurmak için kendi yollarını bulur, diyor Mance. Sizinki ne olacak?
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.