Gönül Mahkemesi
Çok özen gösterdiği bedeni çöplükteydi. Belki de burası son durağıydı. Her şeyin en iyisine layık olduğu, herkesten üstün olduğu düşüncesi çöplere karışmıştı. Dünyadaki son durağı burası mı olmalıydı? Olamazdı, olmamalıydı. Çünkü o çok üstündü, erişilmezdi…
İnsanı insan yapan duyguları özümsemek ne kadar tatlıydı. Nebahat Hanım, gönlünü açtı açılması gerekene. Yardım diledi dilinden dökülen kelimelerin acizliğiyle. Gönül mahkemesinin zanlısıydı kendisi şu an. Zanlı olmak yetmez belki de suçlusu sayılmalıydı. Hep “ben”, “sadece ben” diyerek hem kendisine eziyet etmiş, hem de gönlüne rahat yüzü göstermemişti. Gönlüne olmadık işkenceler uygulamış, onun fıtrata uygun isteklerinin hiçbirine kulak asmamıştı. O yüzden soğumuştu gönül duvarları…
Şimdi kurduğu gönül mahkemesi bütün geçmişini yargılıyordu sanki. Bütün günahlarını, insani olmayan özelliklerini ve diğer insanlara olan tavırlarını… Öyle utandı ki, saklanacak bir yer aradı. Günahlarının arkasından başka korunağının olmadığını görünce eli ayağı titredi. Kafası karmaşa girdabında zonkladı. Gönül mahkemesi uzun sürecekti...
İnsanlığın ne olması gerektiğini ortaya koyan olaylar zincirinde kendinize yer bulacak, belki de yapılanları sorgulayarak hayata bakışınızı değiştireceksiniz. Hayatını iyilik yapmak üzerine kurgulayanların varlığıyla sevinecek, onlardan biri olmayı dileyeceksiniz.
Esra, Burcu, Fethi, Musa, Deren, Antik Sansar, Okan ve diğer kahramanların yaşadığı sürükleyici olaylar sizleri bekliyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.